Fatih Terim: "Benim olduğum yerlerde karamsarlığı kabul edemem"

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Paris Saint-Germain ile oynanacak maç öncesi basın toplantısında konuştu.

Fatih Terim: "Benim olduğum yerlerde karamsarlığı kabul edemem"

Teknik Direktörümüz Fatih Terim, Şampiyonlar Ligi A Grubu'nun ikinci haftasında çıkacağımız PSG sınavı için gerçekleştirdiği basın toplantısına çıkmadan önce yayıncı kuruluşun sorularını yanıtlayarak açıklamalarda bulundu.

İlk olarak oyuncularımızın yoğun fikstürde fiziksel durumlarının sorulması üzerine Terim, "Lemina'nın sakatlığını bildirdik zaten, yarın maalesef ondan faydalanamayacağız. Tam biraz fiziği ve oyunu oturdu derken maalesef yine kaybettik onu. Onun dışında arkadaşlarımızı üç gün arayla bir Şampiyonlar Ligi maçına hazırlamak kolay bir şey değil. Bütün ekip bunun için seferber. Ama bu işlerin böyle olacağı, başarıya böyle ulaşılacağı bir gerçek. Biz bunun için takımımızı hazırlıyoruz” yanıtını verdi.

Teknik direktörümüz ardından PSG karşısına çıkacağımız ikinci hafta mücadelesini, "Şampiyonlar Ligi'ni kazanmaya aday takımlardan biriyle oynuyoruz. Başlarında da çok takdir ettiğim, genç ama olgun, kendisine her zaman yatırım yapan bir teknik direktör var. Gerek Mainz'da gerek Dortmund'da gerek Paris'te yaptığı işlerle kalitesini gösterdi. Elbette PSG çok büyük bir kulüp. Ama maçlar sahada kazanılıyor, kaybediliyor. Oynanmadan netice belli olmuyor. Muhakkak favoriler var, rakibimize saygı duyuyoruz ama biz de saygı duyulacak işler yapmak istiyoruz. Sonuç ne olursa olsun burada olmak güzel, bu havayı teneffüs etmek çok güzel.  Kazanırsınız kaybedersiniz, bunların hepsi olağan. Buralarda olmak beni çok mutlu ediyor, camiamı ve oyuncularımı da çok mutlu ettiğine inanıyorum” sözleriyle değerlendirdi.

Rakibimiz PSG'nin teknik direktörü Tuchel'in kendisine yönelik kullandığı "Fatih Terim'in deneyim açısından çok büyük bir birikimi olduğu bir gerçek. Benim takımımla karşılaşacak bir rakibi yönetiyor olması benim için bir rüya gibi. Böyle tecrübeli teknik direktörlerle bu seviyede karşılıyor olmak büyük bir gurur" ifadeleri sorulduğunda hocamız "Teşekkür ediyorum. Bunları yabancı bir teknik adamdan duymak onur verici ve güzel. Demin de söyledim, isabetli bir ifade olmuş: Genç ama olgun bir teknik adam. Ben de kendisini çok beğeniyorum" diyerek yanıt verdi.

Daha sonra Teknik Direktörümüz Fatih Terim, oyuncumuz Younes Belhanda ile birlikte UEFA Şampiyonlar Ligi A Grubu ikinci haftasında oynayacağımız Paris Saint-Germain karşılaşması öncesi düzenlenen basın toplantısına katıldı.

Yarın oynayacağımız Paris Saint-Germain karşılaşması hakkındaki görüşleri sorulan Teknik Direktörümüz Fatih Terim, “Şampiyonlar Ligi’nin favorilerinden biriyle oynuyoruz. Çok yüksek ekonomiye sahip bir takımla ve Fransa’nın son iki yıldaki şampiyonuyla oynuyoruz. Çok beğendiğim bir teknik adam ve çok değerli oyunculara sahipler. Son yılların atak yapan kulüplerinden birisi. Paris Saint-Germain’i hepimiz saygıyla izliyoruz. Rakibimize saygı duyuyoruz ama bizim de niyetimiz saygı görmek. Şampiyonlar Ligi’nin yabancısı değiliz. Bu tip takımlarla oynadık. Rakibimizin favori olduğunu inkar etmiyoruz. ‘Neymar yok vah vah, Cavani de sakatlanmış bu büyük avantaj’ gibi söylemlere Galatasaraylıların kanmamasını rica ediyorum. Bunlar, ‘bu oyuncular yokken nasıl yenemediniz?’ sorularının ön hazırlığıdır. Avrupa’nın en önemli ve alternatifi bol olan takımlarından biriyle oynayacağız. Bir kere bunun keyfini çıkaracağız. Galatasaray taraftarı yarın takımlarının Paris Saint-Germain ile mücadelesini izleyecek. Hiçbir maç oynanmadan kazanılmadığına göre sahada biz de bu sürprizi yapmaya, iyi netice almaya gayret göstereceğiz. Sonuç ne olursa olsun burada olmak çok önemli. Burada olunca Paris Saint-Germain ve Real Madrid gibi takımlarla oynayabiliyorsunuz. Galatasaraylılar burada olmanın gururunu yaşayacak, keyfini sürecek. Bizim elimizden gelen mücadelenin fazlasını ortaya koyacağımızdan herkes emin olabilir. Takımımın önemli bir reaksiyon göstereceğini düşünüyorum. Bir derbiden üç gün sonra böyle büyük bir takımla karşılaşmak çok kolay değil. Hele ki bazı oyuncularınız sakatsa ya da fiziği tam yerine gelmediyse bu bir handikaptır. Biz bunlara sığınmayacağız. Galatasaray bu lige başladığında üç günde bir maç oynayacağını biliyordu. Bunu ben de söylemiştim. Ne kadar iyi hazırlanılabilirse biz de üç gün içerisinde o kadar iyi hazırlandık. Bu tempoya da bundan sonra alışmalıyız” ifadelerini kullandı.

Takımımızda bulunan ve daha önce Fransa Ligi’nde oynayan oyuncuların yarınki maça etkisinin sorulması üzerine Teknik Direktörümüz Fatih Terim, “Muhakkak etkileri olacaktır. Fransa’da oynamış, Fransız kökenli oyuncularımız Paris Saint-Germain maçında çok önemli. Diğer oyuncularımızdan daha rahat olmalarını bekliyorum. Paris Saint-Germain takımını herkes tanıyor ama Fransa’da oynayan ve bu takıma karşı daha önce mücadele etmiş isimler daha yakından tanıyor. Ben onların oyun içerisindeki atmosferde çok daha rahat olacaklarını düşünüyorum” cevabını verdi.

Takımımızın sene başından beri gösterdiği performans hakkındaki eleştirilere dair Teknik Direktörümüz Fatih Terim, “Galatasaray’daki durum şöyle, benim cezam yeni bittiği için maçlardan sonra açıklama imkanı bulamadım. Göze hoş gelen, seyir zevki olan, coşkulu, tempolu bir oyun oynanmadığı bir gerçek. Galatasaraylılara bunu söylemek benim borcum. Benim de hoşlanmadığım açık. İlk 11’de önceki sezondan farklı 4-5 oyuncu ile oynuyoruz. Bu kaleci hariç 10 kişilik oyunda büyük bir rakam. Bu oyuncuların beraber yaptığı maç sayısı 2 veya 3. Birlikte oynama kültürünün yanı sıra alışık ve tanışık olma refleksi diye bir şey var. Bu da maç yaptıkça artacaktır. Tempo ve fizikle de beraber pek çok şeyin değişeceğini söyleyebilirim. 2017 – 2018, 2018 – 2019 sezonlarındaki kadronun çatısı tamamen farklıydı. Dolayısıyla değişimlerin etki göstermesi için gerekli zamanı tanımak lazım. Ben süre isteyen, sabır isteyen bir hoca değilim ama durumu anlatmaya çalışıyorum. Şu anda aramızda olan 5-6 oyuncunun sezon başını bizle geçirmediği ortada.

Şampiyonlar Ligi düzeyinde oynanan maçlara, Avrupa’nın önemli takımlarının karşılaşmalarına, kadrolarına ve genel olarak futbol yaklaşımlarına bakacak olursanız şöyle bir şey görürsünüz: futbolda artık eskisi gibi modeller, sistemler ve adı konulmuş dizilişler yok. Oyun içerisinde dizilişten tutun oyuncu tercihlerinize kadar her şey anlık olarak değişiyor. Tek bir sistem ve oyun anlayışıyla maçı bitiremezsiniz. Son yıllardaki durum bu. Maçı tek bir sistem ile izah edemiyorsunuz. Bu takımın, oyuncunun veya hocanın performansından bağımsız bir durum. Futbol değişiyor, futbolun terimleri de değişiyor. Eskiden kullandığımız 4-4-2, 3-5-2 gibi kalıpların çoğu oyun içerisinde değişiklik gösteriyor. Başladığınız gibi bitiremiyorsunuz. Buna karma bir futbol da diyebilirsiniz. Günümüz futbolunda artık futbola hakim olan anlayış bu. Bir analiz yapıyorsunuz ve karşı takım ile kendi takımınızı zihninizde karşılaştırıyorsunuz. Çıkan analiz ile sizi üç puana yaklaştıracak en iyi formülü bulacaksınız. İlk 11 belirleyeceksiniz ve ayrıca 90 dakikayı 4-5’e böleceksiniz. Her bölüm için stratejinize göre dizileceksiniz, kurgu yapacaksınız, hızınızı ve atağınızı belirleyeceksiniz. Bizim güçlü bir oyun planımız var. Geçen sene ve daha önce şampiyon olan takım gibi. Topa fazla sahip olan ve rakibinin daha az sahip olmasını isteyen, bunun için çabalayan bir takım anlayışımız var. Bizim ana felsefemiz bu. 1.5 sezondur bunun üstünde duruyoruz. Oyun üstünlüğümüz var.

Geçen sene yayıncı kuruluşun verilerine göre Marcao ve Luyindama gelmeden yediğimiz gol sayısı ile onlar geldikten sonra yediğimiz gol sayısı arasında çok büyük fark var. İkinci yarının istatistiğine göre top yüzdesi en fazla olan takımız, pas yüzdesi en yüksek olan takımız. Bu Marcao ve Luyindama kaynaklı. Onların başarısından ve bu seneki başarısızlıklarından ben iki toplantıdır bahsediyorum. Ama son iki maçta diğer maçlara oranla toparlıyorlar.

Doğru plan ve güçlü oyun sizi üçüncü bölgeye taşır. Ancak üçüncü bölgedeki oyuncuların yetenekleri, aldıkları sorumluluklar sonucu belirler. Muhakkak ki birçok çalışmamız var ama futbol sürprizler oyunudur. Bilmediğiniz şeyler de karşınıza çıkar. Bizim yapmak istediğimiz ön alandaki hareketliliği artırıp alanları daha etkili kullanmak. Topa biraz daha tempo vererek güçlü oyunumuzu hızlı oyun ile birleştirmeliyiz. Takımımızın bunları yapabileceğini bildiğim için taraftarımızın şu anki durumdan hoşlanmadığını biliyorum. Emin olun ben de hoşlanmıyorum. Galatasaray şu an genel olarak rakip ile takım analizine, bireysel oyuncu yeteneklerine ve takım olarak mücadeleci yapısına göre bir oyun anlayışına sahip. Bir teknik yaklaşım ile oynuyor. Üstelik ligdeki durum ile Avrupa’daki durum bizim için UEFA cezası sebebiyle çok farklı. Burada 18 kişi oynuyor, ligde 20+1 oldu. Cezamız sebebiyle çok büyük farklılıklar da taşıyor. Az önce Belhanda’ya Falcao’yu sordunuz, yeri gelmişken ona da cevap veriyim. Tabii biz oyuncuya göre sistem hazırlamıyoruz. Ancak bazı refleksler oturdukça pozisyonlar farklılaşacaktır. Bundan emin olabilirsiniz. Fakat unutmayın ki son yıllardaki bütün gol kralları Galatasaray’da. Yarım sezon forvetsiz oynadığımız sezonda bile bizde. Herhalde benim teknik adamlığımda Galatasaraylıların şikayet etmeyeceği tek şey gol alanındaki kısırlıktır. Sevgili taraftarımıza yüzde yüz hak veriyorum. Ben de memnun değilim. Bu memnuniyetsizliği de oyuncularımızla paylaşıyoruz. O kadar çok iletmediğimiz, paylaşmadığımız, sebep ya da bahane olur dediğimiz birçok saha dışı ve saha içi olaylarla uğraşıyoruz. Kendi içimizdeki konulardan bahsediyorum. Bugün öğleden sonra mesela MR çekildi ve Lemina’yı kaybettik. Lemina her gün biraz daha üstüne koyarak geliyordu. Bizim ihtiyacımız olan bir oyuncu. Bu alışkanlık, bu refleks devam ettikçe çok daha iyi bir takım olacağız” cevabını verdi.

Takımımızın fiziksel durumu hakkında sorulan soruyu Teknik Direktörümüz Fatih Terim, “Kimi diyor ki Galatasaray üçüncü bölgede zorlanıyor, kimi diyor ki iki forvetle oynamalı. Hakikaten Galatasaray benim olduğum dönemlerde buna alışık değil. 6 veya 7 forvetle bitirdiğimiz sezon olduğunu hatırlıyorum. Burak, Elmander, Baros, Umut, Sercan, Mehmet Batdal varken Drogba’yı almıştık. Bunlar denenebilir ama bunun için diğer mevkilerin hazır ve organize olması gerekir. Ben bunu bekliyorum. Feghouli’nin hiç durmadan gittiği bir sezon yaşıyoruz, bizimle hazırlık dönemi geçirmedi. Falcao transfer sebebiyle bizimle sene başı kampı geçirmedi. Buna rağmen 65’e kadar iyi, sonrasında zorlanıyor. Lemina uzun zamandır oynamıyor. Bizimle yeni yeni oynuyor, sezon başında burada değildi. Seri bizimle sezon başı geçirmemiş. Lemina, Seri ve Feghouli, Afrika Kupası’nda forma giymiş. Dolayısıyla bizle sezon başı geçirmemiş olmaları, bir bütün haline gelmemiş olmak önemli bir handikap. Bunların hepsini oynadıkça yeneceğiz” cevabını verdi.

Son olarak Galatasaray taraftarına mesajı sorulan Teknik Direktörümüz Fatih Terim, “Galatasaray seyircisinin üzülmesini anlarım. Maça üzülmüştür. Ben maçı sonradan bir daha seyrettim. Sonucumuz kötü bize göre, iki puan kaybetmişiz. Biz oyunumuzu oynamamış olabiliriz ama 15. dakika ile 65. dakika arasına bakarsanız baya pozisyonlarımız var. İstediğimiz sonucu alamamışız, kendi evimizde iki puan kaybetmişiz. Ben Galatasaray seyircisinin üzülmesini anlarım ama benim olduğum bir yerde Galatasaray seyircisinin karamsarlığını kabul edemem. Biz nerelerden kazandık, nerelerden şampiyon olduk, nerelerden Avrupa şampiyonu olduk. Biz kulübümüzle, takımımızla hele taraftarımızla birleştiğimiz zaman ortaya çıkan tablo herkesin parmak ısırdığı bir tablodur. Eğer karamsar düşünen varsa sakın onu düşünmesin. Kaybedersek de beraberiz ama benim hep söylediğim bir şey var: Taraftarlarımızın gurur duyacağız şekilde kaybetmemiz lazım. Buna kimse bir şey demez Galatasaray’da. Bizim bu kadar hakkımız da var kredimiz de var. Gerçi kaybetmeye de hiç niyetimiz yok” diyerek sözlerini bitirdi.

Oyuncumuz Younes Belhanda, hafta sonu oynanan Fenerbahçe maçına çenesindeki sakatlıktan dolayı kullandığı özel maske hakkındaki soruya “Performansımı çok fazla etkileyecek bir şey değil. Sahadayken bu handikabı unutarak oynuyorsunuz. Bu yüzden çok etkisi olacağını düşünmüyorum” cevabını verdi.

Yarınki karşılaşma hakkındaki düşünceleri sorulan oyuncumuz Younes Belhanda, “Rakibimizin oyununu oynamasına izin vermememiz gerekiyor. Onlar topa sahip olmayı seviyorlar. Eğer toptan mahrum edebilirsek avantajı elimize geçirmiş olacağız. PSG, Avrupa’nın önemli takımlarından biri ancak bizim etkili bir şekilde oynamamız gerekiyor. Eğer istediğimiz oyunu oynayabilirsek zorlanacaklar” ifadelerini kullandı.

Falcao’nun takım ile arasındaki uyum süreci hakkındaki soruya Younes Belhanda, “Falcao’nun sadece üç maç oynadığını unutmamak gerekiyor. Geçen seneye göre yeni gelen çok oyuncumuz var. Bu yüzden biraz daha sabretmek gerekiyor. Geçen sene de zorlanarak başladık ama şampiyonlukla bitirdik, bu sene de şampiyonluğa doğru ilerliyoruz” cevabını verdi.

Son olarak takımımızın duran top organizasyonları sorulan Younes Belhanda, “Kullandığım duran toplarda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Belki benim ortalarım yeterli olmuyor, belki duran topları başka birisinin kullanması gerekiyor. Mutlaka çözümünü bulacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Güncelleme Tarihi: 01 Ekim 2019, 13:39
SIRADAKİ HABER

banner48