Saha Dışında Oynamak ve Sosyal Medya

Yılları harcayıp bilinmezliğe doğru yürürken, çevremizdeki değişikliklere de zorunlu uyum sürecinde hepimiz türlü sıkıntılar yaşıyoruz. Yazılı medya öldü gazeteler bir bir kapanıyor, şu an can çekişen yazılı medya organları yan destekle varlıklarını güçlükle sürdürüyor. Yıllarını gazetecilik ve televizyonculuk mesleğine adayan biri olarak; Sosyal Medya ile birlikte yaşamımızı ve futbol ortamımızı hiçleşen medyaya inat sürdürmeye çalışıyoruz. Her insan gibi zaman zaman hata da yapıyoruz. İğrenç iftira atıp ve küfür edenlere belki aşırı tepkiler de veriyoruz. 

Futbolu saha içinde kazanmak yerine saha dışında kazanmaya alışık olanlar, bu alışkanlıklarını daha kolay hale getirmek amacıyla Sosyal Medya'yı da silah olarak kullanmayı hemen öğrendiler. Sen kalecin ve savunma oyuncun ile aptallık seviyesine yakın bir hata ile neredeyse golü kendi kalene atacaksın. Ardından yine savunma hatası ile bir gol daha rakibe buyur edeceksin. Hakemin rakibe vermediği, VAR'a dahi gitmediği 2 penaltıdan sıyrılıp tarihi farktan kurtulmana şükür edecekken, Sosyal Medya aracılığıyla KURAL HATASI deyip maçın tekrarının çığırtkanlığını yapacaksın. Ama teknik direktörün, senede 2 milyon Euro kazanan Galatasaray'dan transfer ettiğin stoperi yedek kulübesine çakacak, orta saha oyuncusunu stopere devşirecek, bunu hiç düşünmeyeceksin. Başka bir orta saha Ozan Tufan sağbeke sürülürken, O da mutsuzluğunu belli edercesine 3. golü kalesine attıracak; buna kafa yormayacaksın. Teknik direktörün, "Duruş" diyecek, sen Sosyal Medya'da maç tekrarı için "Vuruş". 

Ve dostum yanılacaksın. 

Galatasaray'ı asla affetmeyeceğini bağıra çağıra söyleyen TFF Başkanlığı'na atanan kişiye, kulüp başkanın fb plakalı arabalarıyla Riva'ya çıkartma yapacak ve ülkeye Fi Tarihi'nden bir dergi ile en çok şampiyonluk algısını yayacaksın. Ülke Futbolu'nun gelmişine geçmişine dinamit koymak umurunda olmayabilir. Her ne olursa olsun ben kazanayım diyorsun. Sosyal Medya trollerim ile ben bunu da yutturum diyorsun. Sözde federasyon başkanı konuştu zaten TRT'ye "Burası Türkiye". 

Yersen diyorsun yani. 

Hala fark edemiyorsun, bağıra çağıra kazanamıyorsun ve en çok nefret edilen oluyorsun. Artık alışkanlık haline dönüşmüş oportünist tavırla gerçeklerin üstesinden gelemeyeceğinizi umarım fark edersiniz. Aziz Yıldırım bağıra çağıra, hile hurda ile başarıya ulaşılamayacağını hepimize kanıtladı. Ali Koç da parayla saadet olmayacağını size öğretecek. Ama biraz daha zamanınızı alacak, o yüzden üzgünüm!

YORUM EKLE

banner48