İYİ OYUN ÜZÜCÜ KAYIP

  Sivas maçında, ligin ilk haftalarında sahaya sürülen 11 sayesinde kritik bir galibiyet alan Galatasaray’ı, milli takım arasında üst üste gelen Korona virüs vakaları sarstı. Deprem etkisi yarattı. Galatasaray’ı başarılı kılan sistemden kritik 5-6 oyuncu virüse yakalandı. Bu, sistemin değişeceği anlamına gelecekti ama öyle olmadı.

     Fatih hoca, mevcut kadro ile başarıya ulaşabileceği sistemden taviz vermedi ve pasör bir onbir sahaya sürdü. Doğruyu da yaptı. Taylan yine regista pozisyonunda, önlerinde Emre Kılınç ve Emre Akbaba yer aldı. Feghouli ve Oğulcan zaman zaman yer değiştirdi. Emre Akbaba da oyunun bazı bölümlerinde Saracchi’ye alan açmak için sola kaydı. Saracchi de sol koridoru tek başına kullandı. Oğulcan’ı çok yönlü kullanan Fatih Terim, Diagne’nin yanına 2.forvet olarak da kullandı.

      Maçın başından beri oyunun üstünlüğünü ele alan Galatasaray ile kaleci Lung arasında tek kale maç oynandı. Sosyal medyada Lung fazlasıyla övgü aldı ama ben o övgülere katılmıyorum. Galatasaraylı oyuncular özellikle Feghouli ve Emre Akbaba bitiricilik konusunda iyi gününde değillerdi. Hep Lung’un üzerine vurdular. Eğer Falcao sahada olsaydı, maç ilk yarıda biterdi.Feghouli’nin de artık kendine gelmesi gerektiğini, formsuz olduğunu söylemeden de edemeyeceğim!

     Lung’un sakatlanmasıyla da güç kaybeden Kayseri, hücum etmekle ilgilenmediğini ilk dakikadan belli etti ve iyice savunmaya gömüldü. Galatasaray formasının ağırlığını kaldıramadığı anlaşılan Oğulcan, 2. yarının belki de en net pozisyonunu boştaki Linnes’e vermek yerine şut çekerek heba etti.Oğulcan’ın kumaşı var ama antreman sonrası ekstra güç ve son vuruş çalışmaları yapması lazım. Emre Akbaba’yı, da Kayseri’nin savunmaya gömülmesinden mi bilinmez, baya aktif buldum. Özellikle ceza sahası içi koşuları ve isabetli şutları bi hayli yerindeydi. Pozisyonlara da girdi. 

     Uzun uğraşlar ve bindirmeler sonrası Galatasaray, Muğdat’ın Linnes’in ayağına basmasıyla penaltı kazandı. Diagne, klas bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Galatasaray öne geçti.Ne olduysa, ondan sonra oldu. 1-0 öne geçmenin verdiği rahatlıkla Fatih Hoca oyuna müdahale etti. 3 değişiklik yaptı. Oynadıkları süre içinde iyi oynayan Emre Akbaba ve Saracchi’yi çıkardı. Oğulcan’ın çıkarılması isabetli bir karardı ama Emre ve Saracchi’nin çıkarılması hatalıydı. Takım ritim bulmuştu. Bozulmamalıydı. Zaman zaman oyuna geç müdahale ettiği için eleştirilen Fatih hoca, bu sefer de oyuna erken müdahale ettiği için eleştirildi. Nitekim ne Etebo, ne de Ali Yavuz bir fark yaratmadı. 

      Kayseri, çıkan oyuncular yerine giren oyuncuların Galatasaray’ı geri çekeceğini düşünüp, maçta ilk kez çoklu hücuma geçti. Nitekim de değişikliklerden kısa bir süre sonra ceza sahası dışından net bir vuruşla beraberliği yakaladılar. Futbol, psikolojinin de içinde olduğu çok yönlü bir oyundur. Rakibe geri çekileceğinizi hissettirirseniz, bunu anlar.

      Beraberlik golünden sonra, çok da pozisyona giremeyen Galatasaray, 3 maçlık galibiyet serisinin ardından, büyük bir fırsatı teperek 2 puan bıraktı. Bu maçı ne olursa olsun, kazanmalıydı. Ne kadar eksik olursa olsun, sahaya çıkan 11, Kayseri’yi rahatlıkla yenebilecek bir onbirdi. Maçın başından beri Kayseri’yi defansan hapsetmişken, 2-3 gol bulup, sahadan galibiyetle ayrılmalıydı. Rize maçı öncesi bu puan kaybı can sıksa da Galatasaray’ın kısa süre içinde toparlanıp, Rize maçınca konsantre olması gerekiyor.

     Donk ve Linnes’e ayrı parantez açmak istiyorum.Omar’ın gelişi ve Luyindama’nın dönüşüyle bu iki oyuncu yedek kulübesine çekildi. Donk’u Kayseri maçında verilen şansı iyi kullandığını düşünüyorum. Gerek hava toplarında, gerek oyunu geriden kurmada çok başarılıydı. Attığı uzun ve kısa pasların isabet oranı yüksekti. Hele Emre Akbaba’nın kaleci ile karşı karşıya kaçırdığı golün pasını FIFA tabiriyle, adeta L1+

YORUM EKLE

banner48