Başkan Burak Elmas: “Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışanlar bunun altında ezilir”

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas ve Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Gündem Özel programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Burak Elmas: “Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışanlar bunun altında ezilir”

Başkan Burak Elmas, yayına “Saygıdeğer Galatasaray Ailesi, bugün sizlerle son dönemde gelişmekte olan ve gelişen birtakım olaylarla ilgili sizleri bilgilendirme görevimizi yerine getirmek için bir araya geldik. Bugün yayında aramızda aramıza yeni katılan Kurumsal İletişim Direktörümüz Sayın Ahu Özyurt var. Ahu hanım seçim döneminde de Galatasaraylılara söz verdiğimiz üzere Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevinin yanında bizim profesyonel basın sözcülüğümüzü de üstlenecek. Kendisine bu yeni görevinde başarılar diliyorum. Aramıza hoş geldiniz. Bu arada sizlerin yakınen tanıdığı Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Sayın Rezan Epözdemir var. Bu önemli konuda sizleri bilgilendirmek için bir araya geldik.” sözleriyle başladı.

Başkan Burak Elmas, daha sonra Galatasaray Spor Kulübü Kurumsal İletişim Direktörü Ahu Özyurt’a sözü bıraktı.

Galatasaray ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirten Ahu Özyurt, şu ifadeleri kullandı:

“Bana güvendiğiniz için size, Galatasaray yönetimine, bu büyük camiaya, aileye, çocukluğumdan beri içinde olduğum bu topluluğa, bu kapasiteyle hizmet verme şansı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Bu büyük ailenin bir parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum bir şeydi. Şimdi bir fiil içinde olmak daha büyük heyecan benim için. Rezan Bey’e de aynı şekilde çok teşekkür ediyorum. Dün akşamdan beri camianın konuştuğu birkaç konu var. Bu işin arkası olduğunu pek çoğumuz yeni yeni öğreniyoruz. Herkes aslında Marcao’ya verilen cezaya odaklanmış durumda ve bu konudaki duruşumuzu merak ediyor ama işin anladığımız kadarıyla daha büyük bir resmi var. İzleyicilerimize, taraftarımıza, Galatasaray Televizyonu aracılığıyla bunları şeffaflıkla anlatalım. Neler oluyor ve neredeyiz?”

Başkan Burak Elmas’ın açıklamaları şu şekilde:

BU DAVA GALATASARAY SPOR KULÜBÜ’NÜN EN ÖNEMLİ HUKUKİ DAVASI OLMUŞTUR

“Bugünkü toplantımızın amacı bu. Çünkü Oğulcan Çağlayan Galatasaray transferi ve Rizespor ile Galatasaray arasındaki hukuki durum aslında bu olay bundan ibaret değil. Bu olay bundan çok daha geniş kapsamı olan, Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışılan, Galatasaray’a birçok yolla baskı yapılan ve en sonunda da Galatasaray’ın bir oyuncusuna farklı bir olaydan dolayı verilecek cezayla tehdit etmeye kadar giden bir olaylar zinciri. Dün biliyorsunuz fikirlerinden büyük feyz aldığımız ve büyük Galatasaraylı şair Tevfik Fikret’in 106. ölüm yıl dönümüydü. Onun önemli dizlerinden “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” bir düşünceyi benimsemiş bir camia olarak da bugün bu yaşadığımız olayları Galatasaray kamuoyu ile paylaşmak, burada Galatasaray’ın duruşunun ne olacağını Galatasaraylılara anlatmayı çok önemsiyoruz. Çünkü ortada bir Galatasaray’a karşı başlatılmış bir mücadele, Galatasaray’a diz çöktürme çabası var ve Galatasaray Spor Kulübü dün akşam itibariyle yaşanan olaylardan sonra da gerçekten buna boyun eğmeyecek sonuna kadar da bedeli ne olursa olsun mücadele edecek ve artık bu Galatasaray Spor Kulübü’nün en önemli hukuki davası olmuştur. Bu dava sonucunda gelişmeleri de tüm camiamızla paylaşmaya devam edeceğiz. Olayın tam anlaşılması açısından başkan yardımcımız Rezan Epözdemir’e hukuki gelişmeleri baştan bugüne kadar anlatmasını, son dönemde şahsının yürüttüğü görüşmeleri, daha sonra kendisine devralarak anlatmak ve dün geldiğimiz noktayı da paylaşarak Galatasaray camiasını bilgilendirmeye başlayabiliriz.”

BU DAVAYI BİR KAN DAVASINA ÇEVİRDİLER

“Bu süreçte bizim uzlaşmayla bu konuyu halletme irademiz oldu. Rizespor’da yeni bir yönetim geldi. Sayın Tahir Kıran başkanın gelmesi, bizim yeni bir yönetim olarak gelmemiz ciddi bir çabayla bunu artık camialar arasında yaratılmaya çalışılan bu kavgayı sona erdirme iradesini ortaya koyarak halletme arzusu gösterdik. Nasıl çözebiliriz, nasıl uzlaşabiliriz? Sayın Tahir Kıran da burada gerçekten ciddi bir çaba sarf etti. Fakat o süreçte şunu gözlemledim: Sayın Tahir Kıran’a da camiadan büyük bir baskı var. Aslında Rizespor camiası ile Galatasaray camiasının hiçbir problemi yok. Bu bir oyuncuyla ilgili problem. Rize’de çok yakın dostlarımız var. Rizespor’la da ilişkilerimizi artık normalleşmeye çalışıyoruz. Fakat bir kesim, bazı isimler ki bu isimler bende tespitli gerekse ilerleyen süreçte bu isimleri ve yaptıklarını da paylaşacağım. Bunu bir kan davasına çevirmeyi, buradan güç devşirmeyi arzu ediyorlar ve bunu Galatasaray’a karşı bir kan davası haline getirmiş durumdalar. Bu baskıyı Rizespor yönetimine de Sayın başkana da onu zor durumda bırakacak şekilde yapıyorlar. Bunu tespit ettik. Görüşmelerimiz bir aşamaya geldi. Bu süreçte Tahkim Kuruluna da kulüp olarak da kişilere bir suç duyurusunda bulunduk görevi kötüye kullanmaktan dolayı. Bir şekilde bazı oyuncuları kiralık ve bonservisiyle Rizespor’a verme ve bunun dışında da belli bir ödeme yapma çerçevesinde bir anlaşma aşamasına geldik. Burada amaç çok kıymetli oyuncumuzun bir an önce sahaya gelmesi, Galatasaray ile mücadele etmesi. İkincisi de artık Rizespor ile ilişkilerimizi normalleştirerek hak ettiği gibi güzel bir ilişkiye doğru yol almaktı. Fakat çok enteresan gelişmeler yaşandı. Hepimizin daha önce dile getirdiği üzere Pazartesi günü Giresunspor maçında hiçbirimizin tasvip etmediği ve aile içi olarak nitelendirdiğimiz ve aile içinde zaten gereğini yapacağımız bir hadise cerayen etti. Burada oyuncumuz Marcao son derece yanlış bir hareket yaptı. Kendisi zaten sonrasında çıktı özür diledi. Fakat biz zaten disiplin sürecini kulüp içinde çalıştırıyoruz. Bize birtakım duyumlar gelmeye başladı. Marcao’nun disiplin kurulundan alacağı cezayla ilgili en üst sınırdan vermeyiz işte düşürelim vs gibi duyumlar geldi. Arada çok laf getirip götürenler olur. Duyumların da burada kimden geldiğini kişisel haklarına saygıdan dolayı söylemek istemiyorum. Bu arada Rizespor ile protokol görüşmeleri devam ediyordu. Çarşamba günü elimize son bir protokol geldi. Bu protokolde gerçekten Galatasaray’ın kabul edemediği birkaç önemli şart vardı. Daha da enteresanı Rizespor’un avukatından bize gelen bu protokolün ön yazısında bu protokolün Perşembe günü saat 17.00’e kadar imzalanması arzusu dile getirildi. Halbuki Cuma da imzalanabilirdi. Perşembe günü ne var? Marcao’nun cezası disiplin kurulunda görüşülecek. Daha önce 4 başkanla çıktığımız yayında da bunu söylemiştim. Oğulcan Galatasaray davası sadece bir oyuncu iki kulüp arasındaki bir davadan çıkmış durumdadır. Dikkatimizi çekti birtakım uyarılar da gelince. Sözleşmedeki bir madde ayrıca bizi şaşırttı. Tabii bizim karşılıklı Rizespor ile davalarımız var. Rizespor’un açtığı davalar bunlar karşılıklı sulh yoluyla hallolunca bunlardan feragat etmek gerekir. Bu doğal bir istektir. Fakat çok enteresan bir istek vardı. Tahkim Kurumu aleyhine bulunduğumuz suç duyurularından feragat etmemiz istendi. Şimdi şöyle bir intiba oluştu bizde. Bu Rizespor ile bizim aramızdaki bir görüşme değil Federasyon ve kurulları da bu işin içinde. Biz dedik ki bize karşı bu hukuki garip kararı, hukuksuz kararı veren Tahkim Kurulu ile ilgili görevi kötüye kullanmaktan dolayı yaptığımız suç duyurusundan asla vazgeçmememiz söz konusu değil. Bu anlaşma zemini masadan kalkmıştır dedik ve ben bundan sonra daha önce aldığım duyumlarla bunu birleştirerek Marcao’nun verilecek cezasının üst sınır veya yakınında bir ceza olacağına ve bu gelişmeleri Federasyon yönetim kurulundaki bir yöneticiyle paylaştım. Kendisine de buna inanamadı. Zira Federasyon’da da birçok kişi disiplin ve tahkim kurulunun vermiş olduğu hukuksuz kararlardan çok rahatsızlar. Bunu da dile getiriyorlar. Bunu ben Federasyon genel kurulunda da dile getirdim. Hatta Sayın başkan da bu konuşmadan sonra bana teşekkür etti, tespitlerime katıldığını söyledi.”

KİMSE GALATASARAY’I KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA KALKMASIN

“Burada Galatasaray gerçekten Marcao’ya verilecek cezayla tehdit edilmek, Rizespor ile bize dikte edilen anlaşmayı bize imzalamak mecburiyetinde bırakılmak istendi. Dün itibariyle Rizespor ile sulh yoluyla anlaşma yolumuz kapanmıştır. Galatasaray’ın bu artık en önemli hukuki davalarından bir tanesidir. Kimse Galatasaray’ı köşeye sıkıştırmaya kalkmasın, bunun altında ezilirler. Rizespor ve Rizeliler ile aramızı bozmak için kendilerine güç elde etmek için bunu bir kan davasına çevirenlere de uyarım buna devam etmeyin, çok tehlikeli bir yere gider ama bunun sonunda kaybeden Rizespor ve Galatasaray değil sizler olacaksınız. Biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Bunun bedeli neyse ödemeye hazırız yönetim kurulu olarak. Galatasaray’ın haklarını korumak bazen güçlü duruş, korkusuzluk ve cesaret gerektirir. Biz bu cesareti göstereceğiz. Sırf bu Oğulcan davası sebebiyle bürokraside Galatasaray’ın birtakım haklı olduğu konularda bu haklı olduğu konularla çözümsüzlüğe itilmiştir. Buradan herkesi uyarıyorum. Galatasaray Spor Kulübü çok köklü, büyük bir camiadır. Galatasaray’a haksız şekilde ceza verme veya diz çöktürme çabalarının altında bunu yapmaya çalışanlar ezilir. Galatasaray değerleri ve duruşu için çok bedel ödemiş bir camiadır. Bu bedel ne ise ödenir fakat Galatasaray sonunda kazanır. Bize gönderilen anlaşmanın sulh için yollanan anlaşmanın şartlarına da biraz değinmek isterim. Tüm bunlarla beraber birtakım ciddi önlemler alacağız. Göreve geldiğimizden beri kişilerle değil Türk futbolunun sorunlarıyla ilgili, sorunlarının çözülmesinin arkasına konulan iradeyle ilgili mücadele edeceğimizi ortaya koymuştuk. Hiçbir olayı kişiselleştirmedik. Fakat görünen o ki diğer taraflarda karşı paydaşlarda bu iş kişiselleştiriliyor. Kişiselleştirilen yer de Galatasaray Spor Kulübü. Biz buna izin vermeyeceğiz.”

GALATASARAY’A KARŞI İÇERİDE BİR LOBİ VAR

“Geçen hafta Sayın başkan yardımcımız yaptığı görüşmede Sayın Murat Balcı yönetimindeki tahkim kurulunun istifa etmesi gerektiğini buradan dile getirdi. Kendileriyle ilgili görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunduk. Buna benzer bir suç duyurusunu da bugün itibariyle Sayın Aytaç Yüksel yönetimindeki disiplin kurulu için yapacağız. Ayrıca disiplin kurulu kararını ve tahkim kurulu kararını Rizespor Galatasaray davası için güç gösteri olarak hukuk dışı yollarla kullanıldığıyla ilgili de Savcılığa bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Artık bu dava Galatasaray’ın davasıdır. Galatasaray bu davayı tüm gücüyle, tüm hukukçularıyla, tüm camiasıyla takip edecektir. Buradan Sayın Nihat Özdemir yönetimindeki Türkiye Futbol Federasyonu’na bir mesaj vermek istiyorum. Biz göreve geldikten sonra tüm çabalarımızla Türk futbolundaki sorunları halletmek için bir irade koyduk. Kendilerine de bu çözümü getirirlerse, çözümü yerine getirdikleri müddetçe de kendilerine çözüm odaklı destek olacağımızı beyan ettik. Bunda da çok samimiyim. Geldiğimiz süreçte de şunu görüyoruz ki Galatasaray’a karşı içeride bir lobi var. Hatta bu bir bana sorarsanız suç örgütü. Suç örgütüyle ilgili de suç duyurusunda bulunacağız. Burada zaten ilk kesilen ceza Galatasaray’dan alınmak istenen bir haraçtır. Aslında ödenmemesi gereken oyuncunun bonservis bedelinden çok daha yüksek bir haraçtır. Kaynak aktarma cezasıdır. Daha sonra da disiplin kurulu, tahkim kurulu verdiği cezalarla bu haracı Galatasaray’a baskıyla ödetmeye çalışmıştır. Galatasaray’dan haraç kesemezsiniz. Galatasaray’a verdiğiniz cezalarda hakkaniyet, hukuk çerçevesinde davranmak, adil olmak mecburiyetindesiniz. Bugün itibariyle Sayın Murat Balcı yönetimindeki tahkim ile Sayın Aytaç Yüksel yönetimindeki disiplin kurulu ve uyuşmazlık çözüm kurulu ile Galatasaray’ın bire bir mücadelesi vardır. Eğer Federasyon yönetimi bununla ilgili kendi üzerine düşeni yapmazsa aynı şekilde mücadelemiz Türkiye Futbol Federasyonu ile de olacaktır. Arka kapılar arkasında söyledikleri, şikayet ettikleriyle ilgili artık gereğini yapmalarını bekliyoruz. Bu Türk futbolu için önemlidir. Birçok takım bu haksızlıklara uğruyor ama Galatasaray’a bildiğiniz bir operasyon yapılıyor Federasyon kurulları tarafından. Bundan sonra verecekleri tüm cezalarda hukuk yoluna gideceğiz. Biz geçmişte Galatasaray’a verilen haksız cezaların da buna benzer bir operasyon olduğunun kanıtı olarak görüyoruz en son dün gelişen olayların. Marcao olayıyla birbirine karıştırılmasın olay. Cezanın veriliş ve cezanın pazarlık ediliş şekline karşı çıkıyoruz. Biz Marcao’ya verilen disiplin kurulu cezasının her ne kadar hakkaniyetsiz ve hukuk dışı olduğunu düşünsek de zaten disiplin kurulu ile ortak çalıştığını düşünüyoruz. Ahbap çavuş ilişkisiyle karar verildiğini düşündüğümüz tahkim kuruluna da Marcao kararıyla ilgili itirazda bulunmayacağız Galatasaray Spor Kulübü olarak. Zaten kendimiz iç bir disiplin cezası vereceğiz.”

GALATASARAY’IN ALTINI OYAN KİŞİ VE ŞAHIS BEDEL ÖDER

“Türkiye Futbol Federasyonu’na ve kurullarına son kez bir uyarım var. Galatasaray’a bedel ödetme çalışmaya çabaladıklarının farkındayız. Galatasaray bedeli ne ise öder ve siz bunun altında ezilirsiniz. Sizi son kez uyarıyorum. Galatasaray bugüne kadar buna benzer birçok mücadele verdi, Galatasaray’ın çözüm odaklı iradesini ve samimiyetini zaaf olarak görmeyin. Galatasaray bundan sonra bu olayların takipçisi ve Galatasaray’a hakkaniyetsiz cezalar veren, haksızlık yapan, Galatasaray’ın altını oyan kişi ve şahıs bedel öder. Biz Galatasaray Spor Kulübü olarak hukuk içerisinde bu bedeli ödetmek için tüm mücadeleyi hem Türkiye’de hukuk içerisinde hem yurt dışında hukuk içerisinde hem de İnsan Hakları Mahkemesinde süresi ne olursa olsun tüm gücümüzle maddi manevi yapacağız. Bu uyarıyı da buradan yapıyorum. Önümüzde bir sezon var. Bu sezon içerisinde de yapmaya çalışılacak bu tür aktiviteleri yakından izliyor olacağız. Sayın Murat Balcı’ya ve Sayın Aytaç Yüksel’e gereğini yapmalarını talep ediyoruz. Sayın Nihat Özdemir’den de artık kapalı kapılar ardında yönetim kurulunun bulunduğu şikayetleri açık olarak belirtmesini bu kurullarla ilgili de gereğini yapma Türk futbolunda adaleti sağlama iradesini göstermek istiyoruz. Önümüzdeki süreci yakından takip edeceğiz. Tüm Galatasaraylılar da süreçle ilgili açılan davalarla, aldığımız kararlarla ilgili yakından bilgilendireceğiz. Bugün itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu bizim gösterdiğimiz samimi duruşun karşılığında aksiyonlarla görüne kadar Galatasaray Spor Kulübü olarak Türkiye Futbol Federasyonu ile ilişkilerimizi ihtiyaç olan yazışma seviyesine indirgiyoruz. Kişisel olarak da hiçbir görüşmede bulunmayacağız. Bire bir de yönetim olarak görüşmeyeceğiz. Bu kararımızı da bu vesileyle Galatasaraylılarla paylaşmak isterim.”

Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir ise şu ifadeleri kullandı:

KESİNLEŞMEMİŞ BİR ALACAĞI ÖDEMEYE BİZİ MAHKUM EDEMEZSİNİZ!

“Dünkü gelişmeleri sayın Başkan da ifade etti. Oğulcan Çağlayan meselesi ile birlikte okumak çok daha isabetli olacak çünkü bu verilen cezanın birebir o süreçle ilintili olduğu kanaatindeyiz. Nitekim işaretler de bunu ifade ediyor. Biliyorsunuz önceki yönetim döneminde bir transfer süreci yaşanmıştı Oğulcan Çağlayan transferine ilişkin olarak. Orada biz Hukuk Birimi’ne sözleşmenin feshiyle ilgili bir görüş alınıp alınmadığını sorduk. Bugün itibarıyla o yazılı dönüş de hem bize hem de Sayın Başkan’a geldi. Bir defa hukuk birimiyle ilgili hiçbir mütalaa alınmamış. Oyuncunun avukatı bizatihi fesih sürecini yönetmiş. Yazılı dönüş de yapıldı. İç işleyiş bakımından baktığınızda düğme baştan yanlış iliklenmiş. Sözleşmenin feshi nedeniyle kulübü Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurmuştu. UÇK, ilk kararında bize göre hukuk garabeti mahiyetinde olan 6 maçlık men ve 1.200.000 Euro ile 506.275 TL’lik bir tazminata hükmetmişti. Bu hukuken ve fiilen kabul edilemez bir karar. Cezai şart iki yanlı olur. Sadece oyuncu aleyhine ceza olmaz. Cezai şartın temel evrensel prensibi budur. Oyuncusundan 6 maç mahrum kalmış burada bütün sezonu artı bonservis ücreti artı menajerlik ücretine hükmediyorsunuz Bu Borçlar Hukuku’nun evrensel prensiplerine tamamen aykırı bir durum. Tamamen hukuk garabeti mahiyetinde bir karardı. Sonrasında Galatasaray Spor Kulübü, Tahkim Kurulu’na itiraz etmiş. Bu tazminat ve 506 bin lira aynen kalıp; men cezası 3 maça düşürülmüştü. Bunun üzerine evet Tahkim Kurulu kararları, Anayasa’nın 59.maddesine göre yargı yoluna kapalı ama ekonomik sözleşmesel ihtilaflar yargı yoluna açık. Biz Bölge Adliye Mahkemesi’ne, istinafa başvuru yaptık. Göreve geldikten hemen sonra kamuoyuna da yansıdı. Tudor ve Oğulcan Çağlayan kararları nedeniyle transfer yasağı vardı. Vergi borçları vardı. Bunların hepsini tasfiye etmek için sayın başkanımızın önderliğinde Yönetim Kurulumuz ciddi bir çaba içerisine girdi. Biz hukukçular da bu çaba içerisinde olduk. Önce UEFA’ya yazdık. Dedik ki ‘Vergisel süreçler budur. Oğulcan Çağlayan meselesi de budur. Hukuki süreç devam ediyor. Kesinleşmiş bir alacak yok. Lisansa engel bir durum var mı? Bu çekişmeli alacak mıdır?’ UEFA’dan bize dönüş müspet oldu. Bu bir çekişmeli alacaktır. Dolayısıyla lisans engeli değildir dedi UEFA. Sonrasında transfer yasağının kaldırılmasıyla ilgili TFF Yönetimi’ne başvurduk. TFF Yönetimi bunu reddetti. Akabinde Tahkim Kurulu’na başvurduk. Dedik ki ‘Bakın bu kesinleşmiş bir alacak değil. Hukuki süreç devam ediyor. Kesinleştiği zaman karar verirse biz de hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Bu parayı öderiz ama siz bize transfer yasağı koyamazsınız! Süreç devam ediyor. Kesinleşmemiş bir alacağı ödemeye bizi mahkum edemezsiniz! Burada kötü niyetli bir tavır seziyoruz. Lütfen adaletli ve hakkaniyetli bir karar verin’ Tahkim Kurulu, 40 gün önce henüz dedi ki ‘Bu çekişmeli bir alacaktır. Süreç devam ediyor. Transfer yasağını kaldırıyoruz’ dedi ve oy birliğiyle bu kararı verdi.”

ÇAĞDAŞ FUTBOL ÜLKELERİNDE BÖYLE BİR GARABET OLABİLİR Mİ?

“Kulübümüz tarafından transfer yasağı kalkmış oldu. Akabinde Bölge Adliye Mahkemesi kararını Yargıtay’da temyiz ettik. An itibarıyla Yargıtay aşamasında. Hala olağan hukuki yol bitmedi süreç devam ediyor. Fakat birden bire 40 gün sonra oyuncumuza birden lisans ve vize vermiyor TFF. Bunun üzerine direkt Yönetim Kurulu’na başvurduk. Niye Yönetim Kurulu? Direkt Tahkim Kurulu’na gidemeyiz. Oradan bir karar alacağız. Onun hukuka uygunluk denetimini Tahkim Kurulu’nda işleteceğiz. TFF, 3 hafta bizim kararımıza karşılık karar vermedi. Sayın Başkanımız, başkan düzeyinde, başkan vekili düzeyinde temasta bulundu. Ben başkan vekillerini onlarca kez aradım. Bizim o taleplerimizi 3 hafta boyunca akamete uğrattılar. Reddetseler hemen Tahkim Kurulu’na başvuracağız. Oyuncumuzu reddedilmediği için Avrupa listesine yazamadık. Tam bu aşamada biliyorsunuz bir Genel Kurul yaşandı. Galatasaray burada öncü oldu. Sayın Başkanımızın önderliğinde biz orada TFF Hukuk Kurulları’nın değişimini bir devrimi gerçekleştirmiş olduk. Metnin yazılmasında, orada anlatılmasında iradeyi ortaya koyduk. Kulüpler Birliği vakfının da katkısıyla çok önemli bir süreç ortaya çıkmış oldu. Sonrasında TFF, ilginç bir şekilde bizim talebimizi 3 hafta sonra reddetti. Biz de Tahkim Kurulu’na başvurduk. Kendi aramızda Yönetim Kurulu’nda konuşurken kuvvetle muhtemel müspet bir karar çıkacak dedik. Çünkü 40 gün önce Tahkim Kurulu’nun kararı var. Aynı hukuki durum. Aynı madde. Talimatın 12.Maddesi 1.Fıkrası kulüpler için. 3. Fıkra oyuncular için. Fakat birden bire Tahkim Kurulu’nun sitesinde kararımızın oy çokluğuyla reddedildiği ortaya çıktı. Akabinde 22.33’te bize faks ile oy birliğiyle reddedildiği karar tebliği yapıldı. Ertesi gün biz çıktık basın toplantısında Tahkim Kurulu üyeleriyle ilgili sonuna kadar mücadelemizi yapacağız. İstifalarını talep ediyoruz dedik buradaki başkan ve üyelerin. Çarpık yargı sisteminden bahsettik. Bu hukuk kurullarının adil olmadığını, hakkaniyetli olmadığını, adil de görünmediğini söyledik. Tarafsız ve bağımsız olmadığını söyledik ve tam o sırada Tahkim Kurulu üyelerini de şikayet edeceğiz diyerek isim zikrettik. Bazı kanallarda yayınlar kesildi. Program devam ederken TFF’den hukuk birimimize bir telefon geldi. 2 üye muhalifmiş. Dün gece oy birliği. Resmi sitede oy çokluğu. Toplantıda 2 üye muhalif. Tekrar 5’e 2 çıktı bu karar. Bu bile Tahkim Kurulu’nun, UÇK’nın ve Hukuk Kurulu’nun nasıl bir yargılama süreci yürüttüğü bu kararların saygınlığı ve güvenilirliğinin ne kadar tartışılır olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yani geceden sabaha muhalif üyelerini değiştiren, kararı değiştiren bir yapıdan bahsediyoruz. Disiplin Kurulu Başkanı ile Tahkim Kurulu Başkanı ortak. Birlikte eser yazıyorlar. Birinin verdiği kararı diğeri denetliyor. Marcao kararında disiplin sevki yapan hukuk müşavirlerinin bağlı olduğu başkan vekili Gençlik Spor Genel Müdürü. Kararı veren Disiplin Kurulu Başkan Vekili, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü. Orada hiyerarşik yapıda altlı üstlü çalışıyorlar. TFF de biri sevk ediyor. Diğeri ceza veriyor. Çağdaş futbol ülkelerinde böyle bir garabet olabilir mi? İşte biz Galatasaray Spor Kulübü olarak bu hukuksuz düzeni sadece kendimiz için değil futbolun tüm aktörleri için bir adalet haykırışı yapmak istiyoruz.”

GALATASARAY SPOR KULÜBÜ BASKIYA BOYUN EĞMEZ

“Dün Marcao ile ilgili karar her zamanki gibi tam maç oynanırken açıklandı. Alt sınırdan uzaklaşıldı. Bir teçdit yapıldı hiçbir gerekçesi yokken. Oyuncumuzla ilgili zaten biz tedbir mahiyetinde bir disiplin mekanizması işlettik. Disiplin yönetmeliğine göre savunmasını alacağız. Savunması da ulaşıp teknik heyet raporu geldikten sonra zaten nihai kararı vereceğiz. Hal böyleyken geldiğimiz nokta itibarıyla 17.00’ye kadar bu sözleşme sulh görüşmelerinin nihayete erdirilmesini biz anlam veremedik. Ama akşam ceza açıklanınca bu talebin çok manidar ve düşündürücü olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Bu birinci meseleydi. Gönderilen belge de saat 17.00’ye kadar bu belge muhakkak ve muhakkak dönüş yapılsın. Saat 17.00’ye kadar biz o hukuksuz talepleri eğer kabul etseydik belki oyuncumuz çok düşük bir ceza alacaktı sayın Başkanımızın atıf yaptığı gibi. Ama biz Galatasaray’ın yarınlarını, umutlarını ve geleceğini düşündük. Menfaatlerini düşündük. Galatasaray Yönetimi’nin ve 30 milyon taraftarıyla Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Galatasaray’ın saygınlığını ve güvenini düşündük. İlkelerimizden taviz vermedik. Zaman, zemin ve konjonktür ne olursa olsun diz çökmeyeceğimizi başkan düzeyinde ifade ettik. Demeyince de gelişmeler zaten bütün kamuoyunun malumu akşam bu karar açıklandı. Sözleşmede ne var? Biz bu oyuncuları size bedelle veriyoruz. Limitimiz de açılacak biz bunu talep ediyoruz kendi yolladığımız sözleşmede. Limiti açın çünkü bedelle veriyoruz artı para. Bu talebimiz kabul görmedi. İkincisi bakın UEFA, TFF’ye 100.000 € Galatasaray’ın parasını yolladı. Bu para hukuki süreç daha kesinleşmeden Rizespor kulübüne ödenmiş. Biz dedik ki ‘500.000 € artı bu oyuncuları veriyorsak bu buradan düşsün’ 450.000 €’luk bir talep geldi. Bu paranın yarısının düşmesi kabul edildi. Bunlar hep aslında sözleşme muhakemeleriyle giderilebilir hususlar ama biz asıl rahatsız eden konuya geleceğim. 3 gün içerisinde bu taksitler ödenmezse %10 gecikme cezası artı %10 cezai şart isteniyor faizin dışında. Bu da kabul edilebilir değil. Ama özellikle 3.8’te İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin sayılı davadan ve temyiz yoluna başvurudan feragat edecek. Bundan ederiz. Rizespor ile sulh varıyorsak bu doğal sonucudur. Rize aleyhine açılan davadan feragat ederiz tamam. TFF Tahkim Kurulu üyelerine karşı Cumhuriyet Savcılığı nezdindeki şikayetlerinden vazgeçecektir; taraflar gelecekte 3.11’de taraflar iş bu uyuşmazlığa sebep olan uyuşmazlıkta ilişkin birbirlerine ve başka kişi ve kurumlara karşı (TFF, Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu, UÇK) herhangi bir yargı yoluna başvurmayacaklarını taahhüt, beyan ve kabul eder. Taahüdüne uymayan taraf diğerine 1.300.000 € tazminat öder diyor. Bana diyor ki ‘Tahkim Kurulu nezdinde bir şikayette bulundun. Ondan feragat et 1.300.000 € isterim. Bundan sonra da TFF ve Disiplin’i şikayet etme. Haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kaldığında hak arama özgürlüğünü de kullanma. Galatasaray’ın menfaatleri için hukuki yollara başvurma. Dik duruş gösterme. Bu meseleyi kapatalım. Sulhe varalım. Arkadan git şikayetten vazgeç, bu süreç nihayete ersin. Biz de diyoruz ki ‘Biz sizinle anlaştık. Size karşı herhangi bir hukuki sürece başvurmayız. Bu alacak meselesi sulhe varıyor. Ama TFF ile ilgili kurumsal kimliğinin yapmış olduğuna karşı biz adaleti herkes için istiyoruz ki bir irade olsun. Tahkim Kurulu üyelerini şikayet ettik. Biz gidip arkadan bu şikayetten nasıl vazgeçeriz’ Bu bizim ilkelerimize, duruşumuza, sosyalleşme sürecimize, Galatasaray’ın değer yargılarına taban tabana zıt. Biz koşullar ne olursa olsun, zaman ve zemin sonuna kadar hukuki mücadelemizi yaparız. Bedel neyse ödemeye hazırız. Tek talebimiz var ‘Adalet ve hakkaniyet.’ Bu hükümler nedeniyle bu sözleşmeyi biz kabul etmedik. Çıkmaza girdi. Sulh-ibra görüşmelerinde TFF’yi de taraf haline getirip, ona ilişkin başvurduğumuz hukuki yollarda da bir uzlaşı-konsensus istiyorsunuz. Galatasaray Spor Kulübü, böyle bir çabaya, talebe ve baskıya boyun eğmez.”

TÜRK FUTBOLUNUN EN BÜYÜK SORUNU ADALET SORUNUDUR

“Oyuncu ile ilgili biz kendi disiplin mekanizmamızı işletiyoruz. Oyuncudan savunma istedik çünkü disiplin yönetmeliğimiz onu gerektiriyor. Savunma almadan ceza verirsek yargıdan dönebilir. Geçmişte Galatasaray’da bunun örnekleri yaşandı. Teknik heyetimizin de raporu geldi. Tedbiren A Takım ile idmanlara çıkmama şeklinde zaten verildi. Nihai sportif, idari ve iktisadi kararları Sportif A.Ş. Yönetimimiz verecek. Sayın Başkanın ifade ettiği gibi bu eylemin karşılığı 44.maddede 5 maçtan 10 maça kadar. Fakat siz oyuncuya 8 maç veriyorsunuz! Niçin tecdit uygulamaası yapıyorsunuz! Alt sınırdan uzaklaşıyorsunuz. Daha önce bir tekerrür yok. Benzer bir eylemi yok. Cezanın bireyselleşme vasıtalarındaki kastın yoğunluğu yok. Talimata aykırı bir şekilde neden alt sınırdan uzaklaştınız? Zaten Galatasaray Spor Kulübü’nün, bu cezaya kulüp olarak itiraz etme yetkisi yok. Marcao, Tahkim Kurulu nezdinde itirazlarını yapacak. Hak arama özgürlüğünü kullanacak. Orada bir beyis yok. Fakat bizim sayın başkanın atıf yaptığı gibi temel itirazımız ‘Bir ceza verilmeli. Biz de bir disiplin mekanizması işletiyoruz. Yapılanı asla tasvip etmiyoruz fakat alt sınırdan uzaklaşıp bunu bir pazarlık malzemesi haline getirip, Demokles’in kılıcı gibi Galatasaray Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun kafasında psikolojik bir baskı enstrümanına dönüştürmeye çalışanlara… Bizim tavrımız ve irademiz temelde bu. O yüzden Sayın Başkan da ifade etti: ‘’Galatasaray asla baskıya boyun eğmeyecektir. Koşullar ve konjonktür ne olursa olsun dik duruşundan taviz vermeyecektir. Bazen adil olmak kadar, adil görünmek de önemlidir. Victor Hugo, ‘’En mükemmel adalet ise vicdandır’’ demiştir. Burada ne adil olan ne adil görünen kurullar var. Genel Kurul’da bu kurulların yapıları tamamen değişti biliyorsunuz. Artık Genel Kurul seçmeli. Statü geçti. Sabaha kadar revize halini hazırladık. Artık Genel Kurul seçecek. 4 yıl süreyle seçecek. Özlük ve sosyal haklarını bu harçlardan alacaklar. Türk futbolunun bana göre en büyük sorunu adalet sorunudur. Hak edenin kazandığı bir anlayış olsun istiyoruz. Futbol dışı enstrümanların adil olmasını istemiyoruz. Adaleti de futbolun bütün paydaşları için istiyoruz. Orada özlük sosyal haklarını alan bir sonraki genel kurulda seçilen Yönetim Kurulu’nun değil, Genel Kurul’un seçtiği, UÇK, Disiplin ve Tahkim. Devre arasına yetişmez denildiği için 10 ay içerisinde bu Türk futbolundaki yeni devrim hayata geçecek. Bu 3 kurulun yeni üyeleri seçilecek. Bir seçici kurul oluşturulacak. Orada Kulüpler Birliği Vakfı, TFF, Amatör Federasyonlar, Profesyonel Futbolcular Derneği, 1 ve 2.Lig Kulüpler Birliği Vakfı yetkilileri olacak. Biz bunu şöyle okuyoruz: ’10 ay içerisinde bu başkanımızın ismini saydığı arkadaşların görevleri sona ereceği için, bu eşitlikçi ve demokratik yapının egemen olduğu bir ortamda bir daha seçilme ihtimalleri kalmadığı için giderayak Galatasaray’a bir operasyon çekmeye çalışıyorlar. Galatasaray, bu sürecin öncüsü olduğu için bu devrimi gerçekleştirdiği için biz buna müsaade etmeyeceğiz. Hem Disiplin Kurulu hem UÇK, hem de süreci buraya taşıyan TFF ilgilileri hakkında bu ilişkilerin ortaya çıkması için savcılık nezdinde suç duyurusu hakkımızı kullanacağız.”

KURULLARIN İSTİFA ETMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ

“Bu kurullar bu değişikliklerle kadük haldedir. Biz bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tahkim Kurulu için bu çağrımızı yenilemiştik. Fakat Disiplin Kurulu ve UÇK’nın da artık statü değişikliğiyle kadük hale gelen bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Derhal istifa ederlerse memnun oluruz.”

SIRADAKİ HABER

banner48