Sezonun ilk haftasını çoğunluğu sürpriz biten maçlarla tamamladık. Şampiyon adaylarından sadece Fenerbahçe ligin yeni takımlarından toplama takım görünümündeki Gazişehir'i yenebildi. Vasat altı Gazişehir'e karşı ilki haksız 3 penaltı sonrasında 5 farklı kazandı ve yıllar sonra lider olmayı başardı. Asıl eğlence Gazişehir gibi sıradan bir takımı yenen camianın taraftarlarının ligi bitirmiş gibi bir sevinç ve kutlama dalgası içinde olmalarıydı. 

Neyse biz gerçeklere dönelim; Galatasaray da fikstür gereği ilk hafta için şans sayılabilecek bir rakiple karşılaştı. Denizlispor 10 yıl aradan sonra lige çıkmış ve çokça transferle toplama takım görünümündeydi.  Koca bir transfer dönemini Falcao dalgalanması ile geçiren Galatasaray Fatih Terim'siz Denizli'de hiç de iyi bir sınav vermedi. Maçta ilk 20 dakika kontrolü elde tutmasına karşın kaçan goller ve penaltı sonrasında üstüne Marcao da atılınca, kolaylıkla kazanabileceği maçta fırsatı tepmiş oldu. 

Maçın kırılma noktası olarak kaçan penaltı ve kırmızı kart olarak görebiliriz ancak Galatasaray'ın yanlışlarını görmezden gelemeyiz. Geçen yıl gol kralı olmasına karşın gözden çıkarılan, taraftarın "çöp" muamelesi yaptığı Diagne Afrika Kupası sonrası geç gelmesine ve tüm olumsuzluklara karşın sahada varlığını hissettirebildi. Ancak orta alan Selçuk'un silikliği sadece geri ve yana oynaması, ileri oynamayı düşünen Belhanda'nın da hemen her topu kaybetmesi sonrasında Denizli'ye teslim oldu. Jean Michael Seri de asıl mevkisi yerine savunmaya dönük oynatılınca orta alan hepten yok oldu.

Hazırlık maçları ve Denizli maçı sonrasında Luyindama ve Marcao ikilisi hakkında tenkitler yoğunlaştı.  1- Bu orta saha kurgusu ile Luyindama&Marcao ikilisinin çatırdaması hiç şaşırtıcı değil. 2- Bu orta saha savunmaya yardım edecekken, aksine savunmayı zorda bırakıyor. 3- Bu ikili görüntülerinin aksine henüz genç oyuncular ve uyum süreci sürüyor. 4- Ben hala bu ikiliden umutluyum Şampiyonlar Ligi maçlarına kadar toparlanacaklarını ümit ediyorum. 

Denizli maçı gösterdi ki, Selçuk artık Galatasaray'da oynayamaz. Paraya ve kupaya doymuş Selçuk maalesef ekstra antrenman yapması gerekirken artık vaziyeti idare aşamasının da gerisine düşmüş durumda. 

Steven Nzonzi, Seri, Belhanda üçlüsü ile orta alan elbette çok daha toparlanmış bir hale gelecektir. Ancak bu orta alan da 

Şampiyonlar Ligi için yumuşak kalacaktır. Bu üçlü rakibe basan, yıldıran bir yapıda değildir. Topu iyi kullanır ancak top rakipteyken çok caydırıcı olamaz. Görüntü şu ki; Falcao gelince bu takım çok gol atar ama gol de yer. 

Asıl vurgulamak istediğim ise Galatasaray'ın kadrosu bir çoğunuzun iddia ettiği gibi bu ligin üstünde falan değildir. Fatih Terim faktörü ile ligin en iddialı şampiyonluk adayıdır ama işi çok zordur bu biline. Aksi halde Gazişehir'e 5 atınca kısa süreli yapay gazla havalanan Fener taraftarı durumuna düşerseniz. Galatasaray Taraftarı "Timsaha" gelmemeli ve daima gerçeklerle yüzleşmeli. Galatasaray'ın 2 beki artık yaşlanmış ve Terim'in oynatmak istediği sisteme uygunluklarını yitirmek üzereler. 

Ve tüm bunların üstüne 17 takımın Galatasaray'a karşı kenetlendiğini, TFF'nin başkanı ve kurumlarıyla nasıl bir yapıda olduğunu, artı medyanın KOÇ Grubu'nun reklam geliri etkisiyle tamamen köleleştiğini aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor. Ağustos'ta havaya girenlerin Mayıs'ları hüsran olmuştur. Yeni Türkiye'nin etkilerinin sürdüğü bu ortamda Galatasaraylılar'ın bir an olsun havaya girmeye hakkı yoktur bu böyle biline.