Ajans 1905

Mustafa Cengiz: "Limite uymayan şampiyon ilan edilsin"

GÜNDEM

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, basın mensuplarına yaptığı açıklamada Fenerbahçe'nin harcamalarına ve 'transfer şampiyonu' ilan edilmesine yönelik değerlendirmelerde bulundu

Başkanımız Mustafa Cengiz, Florya Metin Oktay Tesisleri'nde gerçekleştirilen olağan yönetim kurulu toplantısı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Teknik direktörümüz Fatih Terim ile yönetimimiz arasında bir ayrılık olduğu algısının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Başkanımız, "Galatasaray'da sanki Florya ile kulüp ayrıymış gibi bir kategorileştirme var. Bölünme gibi görülüyor. Asla böyle bir şey yok. Hocamızla biz her zaman görüşüyoruz. Bir araya da geliyoruz. Hocamız ile her şeyi masaya yatırdık. Adrenalin yüksekken, insanlar maç kaybedildiğinde, kazandığında ya aşırı sevinçle ya da aşırı üzüntüyle bazı kelimeler kullanabiliyor. O kelimeler bazı yerlere çekilebiliyor. Biz temiz kalple hocamıza soruyoruz. O da bize soruyor aynı şeyleri. Neyi kastettiğini soruyoruz. Hocamızın açıklamaları bizim için yeterli oluyor. Hocamız ikonik bir karakter. Sadece Galatasaray için değil Türk futbolu için de çok değerli bir insan, çok değerli bir teknik direktör. Yıllarca sürekli başarıya endeksli bir camiada geçici de olsa yenilgiler insanları üzüyor, geriyor. Bunun başkanlıkla alakası da yok. Diğer takım taraftarları için de geçerli. Sorun var. Aslında hiç sorunun olmaması çok kötü bir şey. Aile yaşantısında, camiada, dernekte hiçbir sorun yoksa bu yanlış. Sorun olmalı ve bu sorunlar iyi niyetle, dürüstlükle, düzgünlükte düzeltilmeli. Florya da bizim, kulüp de Florya'nın. Hepsi iç içe. Hep birlikteyiz." diye konuştu.

Transfer sayısına göre şampiyonun ilan edildiğini ironi yaparak anlatan Başkanımız Mustafa Cengiz sözlerine şöyle devam etti:

"Bana mesleğimi sorarsanız, nedir diye. Pompacılık değil. Mesleğim idarecilik. Aldığım eğitim ve bütün ömrüm işletmecilik ve yöneticilik ile geçti. Galatasaray Spor Kulübü de hem yönetilmesi gereken oluşum hem de mali bir varlık. 6. transfer sezonuna girdiğimizde bir şeyi öğrendim nihayet. Ben eksikliğimi gördüm. Öğrendim ki Türkiye Süper Ligi'nin şampiyonluklarının dışında nasıl yaz ve kış olimpiyatları varsa bir yaz transfer sezonu bir de kış transfer sezonu var. Bu yaz transfer sezonunda sevgili taraftarlarımız nezdinde birinciler, ikinciler ve küme düşenler belirleniyor. Bu hem transfer edilen oyuncuların sayısı hem de toplanan harcanan meblağ açısından. Ben bunu öğrendim. Bu konuda cehaletimi ve eksiğimi gördüm. Mutlaka bizim çok daha fazla transfer yapmamız gerektiğini gördüm."

"24 Ocak 2018'de görevi devraldığımız günden bu yana 54 futbolcuyu göndermişiz. İçinde kiralık olarak yolladıklarımız var. Özellikle altın jenerasyon dediğimiz bu jenerasyonu Galatasaray'ın geleceği olarak görüyoruz. Onları özellikle 1. Lig takımlarına yolladık. Oynayacaklar ve çok daha faydalı şekilde Galatasaray'a dönmüş olacaklar. 54 futbolcu göndermişiz, 38 transfer yapmışız. 3,5 takım eder. Bunu sakın yanlış anlamayın. Teknik heyete 38 futbolcu verdik diye anlaşılmasın. En çok transfer yapan kulüp transfer şampiyonu ise rakibimize verilsin. Sanırım onlar fazla çıkartıyor şampiyonluk sayısını. Bir de buradan verilsin. Biz küme düştük. İkinci olarak söylemek istediğim; Türkiye'de limitlere ve kurallara uyan, kırmızı ışıkta duran, şeffaf olan, açık ve net olanlar cezalandırılmalı. Kurallara uymayanlar, limitlere uymayanlar ödüllendirilmeli ve iki kez şampiyon ilan edilmeli. Bizler gibi kurallara uyan, limitlere uyan kulüpler tam tersine ihraç edilmeli ve bir an evvel yönetimleri istifa etmeli. İstifa etmedilerse bir kararname ile görevden alınmalı. Bu ironiyi bıraktıktan sonra şunu net olarak söyleyebilirim. Bizim bu göreve gelmemizin bir nedeni var. Mali anlamda 157 milyon Euro, 11 futbolcuya vergiler hariç harcanmıştı. Biz bunu düzeltmeye geldik. UEFA'dan 2+1 yıl 147 milyon Euro ceza almamız gerekiyordu. 4 ayda bunu hallettik. UEFA ayağı kalktı. UEFA Executive Committee, en yüksek hakemler komitesinin iki başkanı, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin iki eski başkanı ceza almamız için tekrar soruşturma açtı. CAS'a gittik ve Türkiye'de ilk defa CAS'ta kazandık. Bugün 147 milyon Euro borç ne demek siz biliyor musunuz? 1,5 milyar TL. Bunu temizledik."

"Buraya gelişimizin en büyük nedeni kulübü düzlüğe çıkarmaktı. Biz bunu asla unutmadık ve 10 yılda ilk defa kayyıma atanma tehlikesi olan kulübü kara geçirdik. O tehlikeyi de ortadan kaldırdık. Tüm bunlar unutuldu. Arada 2 şampiyonluk, bir Süper Kupa bir de Türkiye Kupası. Espor dahil 2,5 yılda toplam 28 kupamız var. Bu transfer döneminde sadece bonservislere 680 bin Euro verdik. Limitleri aşmadık. Limitlerde müthiş bir yanılgı var. Galatasaray'ın 598 milyon TL'ye yakın limiti var neden kullanmıyorsunuz diyorlar. O bütün ücretler dahil. Bütün teknik kadro, sporculara, menajerlere ödenen paralardan sonra elde kalan miktar. Öyle har vurup harman savuracak bir limitimiz yok. 60 milyon Euro bonservis artı futbolcu giderimiz var. Son 3 günde 20 milyon TL'lik rahatlamaya ulaştık. Teknik kadro haklı olarak, laf olsun torba dolsun diye transfer yapamayız dedi. En azından Etebo ayarında bir orta saha almalıyız. Taraftar bize her şeyi diyebilir. Taraftar haklı. İstifa edin, transfer yapamadınız diyorlar. Bunu anlayışla karşılıyorum, kızmıyorum. Çünkü taraftar böyle şartlandırıldı. Diyorlar ki siz de her türlü hileyi desiseyi yapın, alın, satın... Hayır efendim. Biz öyle bir şey yapamayız. Bizden bunu istemeyin. Biz dürüst olduğumuza inanıyoruz. Başkaları bizi dürüst görmeyebilir. Onları da nerede dürüst değiliz diye dinlemek isterim. Açıkça söylüyorum, Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez. Biz dürüstlük ve doğruluk içinde cezamız neyse çekeriz. Galatasaray kültürü budur. Galatasaray örnek olmak durumundadır. Su-i misal emsal olmaz. Felek beni şahsen vuruyor. Her türlü esbab-ı cefasını toplasın gelsin. Eğer biz Galatasaray yolunda bir azimetten, iyilikten dönersek ondan daha kahpe olamayız."

"Transfer konusunda şahsen başarısız olduğuma inanmıyorum. Galatasaray bir dünya markasıdır. Galatasaray'ın cüsse ve cesameti ve bütün dünyada yarattığı algı efekti dev bir efekttir. Rastgele futbolcu alamayız, paraları bastıramayız. Asla bizden böyle bir şey beklemesinler. Taraftar bizi istemese de… Neye mal olursa olsun, beklemesinler. Pandemi dönemi olmasa 50 kere biz seçime giderdik. Biz bu laflara dayanamayız. Kurgulanmış algılara, sosyal medyada kurgulanmış operasyonlara dayanamayız, yüz veremeyiz. Neyse er meydanı onun görülmesini isteriz. Ben katılırım ya da katılmam ayrı bir konu. Hocamız da haklı olarak yüreği yandı ve maçı ilk defa erken bıraktı. Uzatmaya doğru 5,5 dakika oyun duruyor, 6 oyuncu girmiş, en az 8,5 dakika vermesi lazımken 5 dakika uzatma veriyor. Hoca buna isyan ediyor. Tepkisine karışamam, istediği tepkiyi verebilir. O da isyan ediyor. Maç pazartesine alınamaz mıydı? TFF milli maç nedeniyle alınamaz dedi. Çok futbolcu transfer etmek, transferde babanızın parasını harcar gibi kulübünüzü borçlandırmak Galatasaray'ın tarzı değil. Galatasaray kültüründe bu yok."

"Bize dediler ki, ‘Çok dürüst konuşuyorsunuz, menajerlere yüzde 90 verdiniz’... Beni ilgilendirmez bu. Futbolcunun maliyeti gelir ben ona bakarım. Menajerle futbolcu arasındaki ilişki beni hiç ilgilendirmez. Benden çıkan paraya bakarım. Zaten buldukları bir şey yok. Her şeyi şeffaf olarak açıklıyoruz ve bunu TFF'ye veriyoruz. Açık ve net. Bazı gazeteciler mal bulmuş mağribi gibi ona yapışmasın. Yapmasınlar lütfen. O arkadaşımız da değerli. Spor medyasına saygı duyuyorum. Onlar da görevini yapıyor. Öyle bir şey yazsınlar ki ben de bir haksızlık varsa düzelteyim. Onların bütün eleştirilerini ciddiye alırım, asla düşman olarak görmem. Anlamadığım şu; menajer ücretlerini 10 bin dolar bildirdiniz, menajerlerin ücretleri nerede diyorlardı. Şimdi menajerlere çok veriyorsunuz diyorlar. Bunun hangisi doğru? Onlar deyince kendimize dönüp nerede hata yapıyoruz diye bakıyoruz. Sonra görüyoruz ki bizi ilgilendiren bir şey yok. Katakulli varsa, biri bir şey yapmışsa, yabancılara yüksek ve olmayan ücretle futbolcu transfer ettirip onlarca oyuncu alıyorsak bizi sorgulayın. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Ne zaman çıkar bilmiyoruz; ama bunlar doğruysa saygı duyarız. Helal olsun deriz. Bunun peşine düşmeyiz, şikâyet etmeyiz. Herkesin resmi görevi var. Görevliler görevini yapsın."

"Belli futbolcularımıza belli teklifler oldu. Bizim istediğimiz noktada olmadı. Bunun için yapmadık zaten. 3 tanesi hariç futbolcularımıza ekim ayına kadar bütün borçlarımıza ödedik. Çıksın başka kulüpler de söylesin. 550 milyon vergiden 320 milyon TL'yi ödedik. 230 milyon TL borcumuz var vergiden onu da halledeceğiz inşallah. Söylesinler ben de öğreneyim. Kimse aldığı futbolcuyu, ödediği vergiyi söylemiyor. İsim olarak söyleyemem. Aktifimde bulunan futbolcuların tamamı değerli. Bana göre Türkiye'nin en kaliteli kadrosuna sahibiz. Bir ayağımız çukurda, öbür ayağımız da girdiğinde gelecek yönetimlere tertemiz bir Galatasaray bırakmalıyım. Alp Yalman Başkanımız bunu sağlamıştı. Mehmet Cansun da buna çalıştı. Alnım ak gezmeliyim. Torunum, oğlum, ailem alnı açık gezmeli. En önemlisi Galatasaray taraftarları alnı açık gezmeli. Ben bilmiyor muyum, 15-20-100 milyon Euro harcamayı. Bizim yönetimimiz beceriksiz mi bunu yapmakta. Bizim yaptığımız hatalar da var. Şunu bilin ki bunlar altından kalkılmayacak hatalar değil. Tarihinde ilk defa olağanüstü mali genel kurul yapmayan derneğin başkanıyım ben. Olağanüstü mali genel kurullarda ek bütçe istenirdi. Çünkü yüzde 5 bütçe aşımında mali genel kuruldan yetki almak durumundasınız. Eğer o mali genel kurulu yapmazsanız o yüzde 5 ve artı farkı ödemek durumundasınız. Pandemi diye yapmadık. Faaliyet karlarında ve amatörlerde artıdayız. Geçmiş 200 milyon doları da bir şekilde, ömrümüz vefa ederse temizleyeceğiz. Bu ömür nedir? Görevde kalmamız ve bu görevi istememiz. Benim yönetim kurulu arkadaşlarımın moralini bozmayın. Sevgili taraftarlarıma söylüyorum. Karpuz kesmekle, küfür etmekle yürek soğutamazsınız.  Bunu yapmayın. İnsanlarımızın, yöneticilerimizin aile efradı var. İstirham ediyorum bunu yapmayın arkadaşlar. Beni bırakın. Sağlık ve tedavi açısından dünyada benim gibi bir örnek yok. Tıp doktorları bunu diyor. Bana hiçbir şey olmaz. Ben turp gibiyim. Herkes elinden geleni ardına koymasın. Ben bu Galatasaray için başkan olarak ya da olmayarak bin kere ölürüm. Ölüm nereden nasıl gelirse gelsin. Her şeye katlanırız; ama ben Galatasaray'ın ebediyen yaşaması için varım. Galatasaray inşallah bütün dünyayı yakalayacak. Dünyaya İspanya, İtalya, İngiltere gibi egemen olacak. İnşallah bunları ben görmesem de sizler göreceksiniz."

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.